4 Ekim 2017 Çarşamba

The Gifted İncelemesi

     Dün geç saatlerde izlediğim The Giftedın ilk bölümü ile Inhumansın hayal kırıklığını üzerimden atıp toparlanabildim. O kadar bomba bir başlangıç yaptılar ki izlerken aşırı keyif aldım. Çok tatava yapmadan incelememe başlıyorum dikkat spoiler!!!!

  Öncelikle hoşuma giden şey mutantları ötekileştirmeleri oldu. Irkçılığın üst boyutlarını yaşadık. Filmlerde gördüğümüz olaylarla birlikte insanlar mutantlardan korkar olmuş. Bir şeyden korkunca yaptığımız ilk şey de onları durdurmak olddğu için ağır mutant yasaları koyuluyor ve mutantlar yeraltı birliği kuruyor. Şaşırdık mı?

  Kardeşlik bağlarını işleyişleri de gayet iyiydi. Abla kardeş birbirini her zaman kışkırtmasna rağmen tehlike olduğunda birleşir.

  Küçük erkek çocuğunun ise dizinin sonlarına doğru yeteneğiyle iç içe olup tehlikelere karşı gayet korunaklı olacağı da belli bir şey. Ki kız kardeşiyle yetenek uyumlarını beğendim nedense.

 Değinecek pek bir şey yok normal bir Pilot bölümdü. Yeşil gözlü ablamızın da Inhumansdaki köpeğimiz gibi taksi görevi göreceğinden emin oldum.
 
Göndermeler yerli yerinde senaryo mükemmeldi. Inhumans gibi aceleye gelmemesinden olsa gerek.

Oyuncu seçimine de bayıldım. Rolünün hakkını veremeyen kimse yoktu.

Sözlerimi bitirirken diğer bölüm olabilecekleri yazmak istiyorum. Işıklı abimiz kızı hapisten kurtarmak ve aynı zamanda vurulan amcamızı kurtarmak için plan yapacak gibi. Belki ikisini aynı odaya koyarlar ve tuzak kurabilirler. Aksiyonlu bir 2. bölüm olacak gibi daha izleyecek çok bölüm var olayla aceleye gelmeyecek. Güzel başladın Gifted güzel devam et.

Okuduğunuz için teşekeler

imza:bnb

30 Eylül 2017 Cumartesi

Inhumans İncelemesi(Birazcık da Hayal Kırıklığı)

       Herkese yeniden merhaba. Biliyorsunuz ki Inhumans bugün 2 bölümüyle birlikte yayınlandı ve her zaman yaptığım ve yapacağım gibi izledim. E incelemesini yapmasam gözüm açık giderdim.

Öncelikle diziye başlamayanlar için yazyorum bu paragrafı bundan sonrası spoilerlı olur çünkü. Eğer şimdiye kadar herhangi bir Marvel dizisi izlemediyseniz bence beğeneceksiniz çünkü beklentiniz diğer dizileri izlemediğiniz için düşük olacaktır. yani öenrimdir başlayın. Ama mesela bir Daredevil AoS izleyip bir de bu diziye dönüp bakarsanız 'Ben ne izlemişim ya?' diyebilirsiniz.

GELELİM SPOİLER İÇEREN KISMIMIZA.

Dizi ilk başta dünyada geçiyor ve insanların bir Inhuman peşinde koştuğunu görüyoruz. Bu arada yeşil başlı adamımız Tritonu görüyoruz. Onu kurtarmak için beraber koşarlarken önce kızımız vuruluyor. Sonraysa triton vuruluyor ve uçurumdan denize atlıyor. Ben ölmediğine eminim buraya da yazıyorum birkaç bölüme çıkacak ortaya. Tahminlerim tam da Maximus Gorgonu yakalamak için Dünyaya adamlarını yolladığında Tritonun çıkıp ona dövüşte yardım edeceği yönünde. Öyle çok tahmin tutturan biri değilim pek de inanmayın bana...

  Medusa ve Black Bolt uyumuna bayıldığımı söylemeden geçemem. Medusanın Black Bolta çevirmenlik yapması. Gözlerinin içine baksa bile ne demek istediğini anlaması her şeyi beğendim.

Maximusun Inhuman güçlerine sahip olmaması ve diğerlerine bu yüzden kin beslemesi gayet normal bir davranıştı ve Iwan Rheona bu tip rollerin adamı olduğunu ve onu tebrik ettiğimi iletiyorum.

Black Boltun gücünü iyi yansıttıklarını düşünüyorum. Fısıltıyla 'why' demesinin ardından anne ve babasının toz parçacığına dönüşmesi bence gücünü iyi tanımlamış.

  Medusa ise sadakatiyle gözümü doldurdu ve son ana kadar direnip saçlarından olması baya bir üzücüydü. Neyse be Medusa kökü sende değil mi yine uzar.

Medusanın küçük kız kardeşi Crystal hepsini son ana kadar Dünyaya gönderdi ve kendi esir düştü. Bu da onun kralına sadık olduğunu gösteriyordu ve bence önce Maximusun tarafında gibi gözüküp sonra saf değiştirebilir. Kim bilir?

Dünyaya gelen Dörtlümüz -Black Bolt Medusa Karnak Gorgon- ayrı yerlere düştüler. Önümüzdeki bölümlerde birbirlerini bulacaklarını bilsem de Black Bolt hapisten nasıl çıkacak bunu bilmiyorum.

Hayal kırıklığı kısmına gelirsek. Parça parça her şey çok güzeldi ama ne bir heyecan vardı ne de bir aksiyon. Senaryoyu beğenemedim. İşleri yavaş yavaş ele alıyorlar ki dizi 8 bölüm. Kaldı bize 6 bölüm her şeyin aceleye gelmesinden korkuyorum. Yani iki bölümün toplamında karakterleri tanıdık , Maximus darbe yaptı , başrollerimiz dünyaya düştü burayı bilmediklerinden olaylara karıştılar. Ben boş bölümlerdi diyorum ama ileriki bölümlere güzelleşeceğine inanıyorum haftaya bu saatlerde görüşmek üzere...
 İmza: -bnb-

19 Ağustos 2017 Cumartesi

TELEVİZYONUMUZUN YENİLMEZLERİ: The Defenders

 Netflix dün 2 yıldır planladığı Defenders bombasını patlattı ve işlerinin gittikçe vasatlaştığını düşündüğüm anda gözümde düştüğü tahta çoktan yerleşti.

  2015 Nisanda Daredevil ile karşılaşmamız ve aynı yılın Kasım ayında Jessica Jonesun yayınlanması ile sinyalleri çakmaya başlayan Marvel 1 yıl sonra Luke Cage ve bu yıl da Iron Fisti yayınlamıştı. Defendersı öğrendiğim ilk anda dedim ki umarım Iron Fist vasatlığından sonra bize iyi bir yapım verirler.

Ama şunu anlamış oldum. Evet Iron Fist diğerleriyle karşılaştıramayacak kadar kötüydü. 50 dakikayı boşa izliyormuş gibi hissediyordum. Bunun sebebinin Defendersın 8 bölüm olması ve Iron Fistin bize bir ön hazırlık olması olduğunu da Defendersı izleyince anlamış olduk.

Yani olayı şöyle özetleyeyim. Iron Fist tek başına Hand ile mücadele edemezdi. Çünkü onlar 1 elin 5 parmağıydı. Iron Fist ise kendi başınaydı. Dizilerde bize hep verdikleri mesaj gibi. 1 tahta parçası çabuk kırılırken 1 düzineyi kıramazsınız. Ve böylece hepsinin birbirinden habersiz takip ettiği ipucular aynı yerde kesişti. Çete buluştu. Buluşmuşlarken Marvel asansör sahnesini unutur muydu? Hayır.

Değinmek istediğim bir başka konu ise takımın farklılıkları. Birbirinden farklı olmaları onları daha da birleştirdi. Benzer tek yönleri içlerindeki iyilikti.

Daredevil sırlar sakladı. Herkesin sırları olduğuna dair ortak görüşteydiler ama Daredevilin sırları Jessicanın da dediği gibi onların ölmesine sebep olabilecek sırlardı. Dizimizde Daredevilin en büyük özelliği de inatçılığıydı. Burnunun dikine gitti ve sonuçlarıyla da yüzleşmek zorunda kaldı.

Jessica kapalı kutuydu. Ekibe katılmak istemedi çünkü ne kadar kişiye bağlanırsa sonuçların o kadar kötü olduğunu biliyordu kendisi. Luke Cage ile de artık arkadaş olduklarını ve onlara ait umutlarımızı şimdilik göremeyeceğiz. Yani çizgiromanda evleniyorlar evet ama bunu burada şimdilik göremeyeceğimizi biliyoruz.

Luke Cage aralarında şiddete en karşı olandı. Ama silahlar karşısında etten duvar olan Kurşungeçirmez abimiz hepsinin önünde durup delik kıyafetlerele gezmeyi ne kadar sevdiğini göstermiş oldu.

Gelelim Danny Rande. Kendisi 'Siz gidin bu benim savaşım.' dedi durdu. Handi tek onun yok edeceğini düşünüyordu. Takımın en şımarığıydı kesinlikle. Yumruğunun gücüne çok güvense de yumruğunun onu kurtarmadığı bir sürü yer de gördük dizide.

Çok spoiler vermek istemedim ama burası gerçek bir spoiler.

En sonunda Daredevil aşkı için kendini feda etti. Burada sinirlendim. Bırak şu Elektra ne yaparsa yapsın dedim ama Matt inatçıydı ve Iron Fiste şehrimi koruyun diyip gökdelenin üzerine çökmesine izin verdi.

Ama ölür mü? Kimin kurtardığını şu anlık bilmesem de 3. sezon en iyi sezonlardan olacak gibi. Jessicayı bu sezonda göreceğimizi düşünüyorum. Çünkü ölümüne en çok üzülen o ve Danny idi. Hadi hayırlısı diyorum ve sonda bize çaktıkları Punisher fragmanıyla ne kadaar heyecanlı olduğumu anlatamıyorum. Tekli dizilerinin yeni sezonunda ufak ufak diğerlerini de göreceğimizi düşünüyorum artık arkadaşlar değil mi? Ama bir takım asla. Yani kendileri öyle düşünüyor?

Bu benim ilk yazım ve lütfen hatalarımı mazur görün. Yeni diziler başladığında burada olacağıma söz veriyorum.

Hoşçakalın.

İmza:BNB